Türkiye Gazetesi’nden Yeşim Eraslan’ın haberine göre; Anayasa Mahkemesi, ele aldığı kadastro dosyası üzerinden sürpriz bir karar aldı. Yerel ve yüksek mahkemeler arasında gidip gelen dava 6 yılda sonuçlanınca, başvurucu Keser Altıntaş, dosyayı “makul sürede yargılama ihlali” gerekçesiyle AYM’ye taşıdı. Yüksek yargı da bu dava üzerinden görüşülmeyi bekleyen 50 bini aşkın dosyayı yakından ilgilendiren karara imza attı.
Yargılamaların makul sürede tamamlanmasına yönelik çeşitli tedbirlerin alındığına dikkat çeken AYM, AİHM kararı doğrultusunda söz konusu başvuruları inceleme yetkisinin Adalet Bakanlığı Tazminat Komisyonu başkanlığına verildiği hatırlattı. AYM, problemin giderilmesi maksadıyla bireysel başvurudan önce etkili bir başvuru yolunun kurulması gerektiğini sık sık dile getirdiğini hatırlattı.
Makul sürede yargılama yapılmadığı iddiasıyla ilgili başvuruları ilk elden incelemeye devam edilmesinin, temel hak ve özgürlüklerin korunması ve geliştirilmesi açısından bir önem taşımadığını vurgulayan AYM, şu değerlendirmeyi yaptı: Yalnızca tazminat miktarının belirlenmesinden ibaret bu kararların 55 binden fazla ihlal kararından sonra insan haklarının korunması ve geliştirilmesine artık bir katkı sağlamadığı açıktır. Makul sürede yargılanma hakkının ihlali iddiasıyla yapılan başvurulardaki inceleme yöntemi, verilen ihlal kararının sayısı ve ilkeler dikkate alındığında, başvuruların Anayasa Mahkemesince incelenmesinin sürdürülmesini haklı kılan bir neden kalmadığı ortadadır. Makul sürede yargılanma hakkının ihlali iddiasıyla yapılan başvurulara ilişkin etkili bir başvuru yolu oluşturulduktan sonra anılan başvuruların incelenebileceği kanaatine varılmıştır.