Welcome to Our Website

Eyvah lekelerim var

Bugüne kadar hafif lekelerim vardı, ama bir anda koyulaştı.

Bu cümleler, lekesi olan herkesin ortak yanılgısı.

Uzmanlar bunun yanılgı olduğunu şöyle açıklıyor:

“Kimse 1 günde, 1 saatte lekelenmez…”

Leke, kadınlar arasında yaygın olan, genellikle alın ve yanak kısımlarında hayalet görüntü gibi ya da küçük çapta koyu izlerle başlayan sevimsiz bir durum.

Aslında uzmanlar, bu lekelerin vücudun cildi korumak adına ürettiğini söylüyorlar.

Kabul edilebilir tonda başlayan lekeler zamanla önlem alınmadığı takdirde tolere edilmeyecek noktalara ulaşıp kişiyi çözüm arayışına yönlendiriyor.

En doğrusu leke oluşmadan tepkimizi göstermek.

Düzenli ve bilinçli güneş koruyucusu kullanımı, vücudun çöpçü hücreleri oksidana karşı alınan destekler, deri altı nem aşıları ve cilt bariyerini güçlendirerek güneş hasarı olarak bilinen derinin yaşlanmasına ve lekelenmesine önlem almak gibi…

İlk aşamayı kaçırıp leke oluşumu başladıysa profesyonel destek almak ve acilen bir doktora danışmak gerekir.

Güneş lekeleri ciltteki melanin pigmentinin aşırı üretimi sonucu oluşan kahverengi lekelerdir.

Genellikle yüz, sırt, dekolte ve ellerde görünür.

Zararsız olmaları avantaj, ama ileriye dönük kişinin sosyal hayatını, güzellik anlayışını psikolojik olarak olumsuz etkiliyor.

GÜNEŞ LEKELERİ
1 GÜNDE OLUŞMAZ

Ciltte salgılanan hormon güneş tetikleyicisiyle belli bir seviyeye geldikten sonra ortaya çıkar.

Bu da belli bir zaman gerektirir.

Cildin artık onu deri altında saklayacak kapasitede olmadığını, taştığını ve cilt üstüne çıktığını  düşünebiliriz.

Leke tedavileri sezonu sonbahar-kış aylarıdır.

Güneşin dik olmadığı ve yakıcılığını yitirdiği bu zamanlarda kozmetik ürünlerin yanı sıra doktorlar tarafından önerilen enerji bazlı sistemler ve mezoterapi destekler, tedavi sürecinde kişiye yüz güldürücü sonuçlar verebilir.

Leke gideren uygulamaları yaptırırken en önemli husus, lekeyi yok etmeye ya da kontrol altına almaya çalışırken daha fazla ortaya çıkmasından kaçınmak, çok koyulaşmasını ve yayılmasına sebep olmamak.

Bunun için uzman görüşü almak, sabırla uygulamanın sonucunu beklemek ve güneş koruyucusunu asla atlamamak doğru yol.

Yapılan bazı araştırmalar, yediklerimizin de lekelerin ortaya çıkma sürecini uzattığı, ortaya çıkmasına da olanak sağladığını gösteriyor.

Örnek olarak, kafein ne kadar göz altı morluklarını destekliyor ise yeşil çay tam tersi güçlü bir antioksidan olarak cildin daha canlı görünmesini destekler.

İncir, bergamot, sandal ağacı, rezene, dereotu gibi besinler de leke tedavi sürecinde uzmanlar tarafından sınırlı tüketilmesi istenen besinler.

Cilt lekeleri için mücadele sürecinde bolca tüketilmesi tavsiye edilen besinler ise şunlar:

Kakao, kırmızı meyveler, çinko yönünden zengin karides, kırmızı et, kabak çekirdeği, badem, beyaz et, yumurta, E ve C vitamininden zengin, taze biber, havuç, zeytinyağı, avokado, koyu yeşiller, ceviz gibi gıdalar.

Kişinin güneş koruyucusunu kullanırken mevsim ayırmaması da önemli, lekeden korunmanın altında devamlılık yatar.

Sadece yazın güneşten korunmak yetmez.

Cildin maruz kaldığı tüm ışık veren detayları atlamamak lazım…

Televizyon ve cep telefonlarından yansıyan ışık bile önemli.

Çünkü güneş lekesine sahip olan insanlar lekelerinin kışın kaybolduğunu ama yazın belirginleştiğinin farkında…

Ancak her geçen gün müdahale edilmediği takdirde daha da derinleşip, yayılıp koyulaştığını fark edemeyebilir.

GÜNEŞ HASARINI ÖNLEMEK MÜMKÜN

Leke, kısa vadede insanlar tarafından anında fark edilse de güneş, leke yanında cildin elastikiyetini sağlayan liflerin kopmasına ve cildin yapı taşı olan hiyalüronik asidin azalmasına sebep olarak yaşlanmaya ve kırışmaya yol açar.

Bu sebepten dolayı mevcut tehlikenin ne olduğunu bilmek ve tehlikenin önüne geçmek için güneş hasarını önlemek her açıdan basit ve mümkündür.

Unutmayın, güneşin zararlı etkilerinden korunmak cildin sağlığı için önemlidir.

Bu basit önlemleri alarak cildinizi güneş hasarından koruyabilir ve daha sağlıklı bir cilde sahip olabilirsiniz.

NOT:

Tüm kullanacağınız krem ve diğer öneriler için mutlaka bir uzmana danışmalısınız…

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir