Welcome to Our Website

Vakanüvis CHP’nin 100 yılını yazdı: CHP, hep aynıydı…

Özel İçerik

Cumhuriyet Halk Partisi 100 yaşında.

9 Eylül’den itibaren başlayan etkinliklerle bir asrı geride bırakan partinin kuruluşu kutlanıyor.

Ülke çapındaki görsel şölenlerin, konserlerin yanı sıra parti toplantıları, oturumlarla partiye, partinin ideolojisine dair değerlendirmeler yapılıyor.

Seçim hezimeti ve buna bağlı olarak ortaya çıkan parti içi iktidar mücadelesinin devam ettiği günlere denk gelen “ muhasebesi” ise kuruma bir fayda sağlar mı meçhul. Zira arşivler, çok partili hayata geçilen daha ilk yıllarda bile CHP’deki “yapısal sorunlar”ın varlığını ortaya koyuyor.

Halkla ilgilenmiyoruz, koltuk ve çıkar kavgaları var

Atatürk Araştırma Merkezi Dergisinin Mayıs 2021 sayısında Prof. Dr. Mehmet Karayaman tarafından kaleme alınan “CHP Parti Müfettişlerinin Kaleminden Demokrat Parti’nin İktidara Gelişi” başlıklı makalede, CHP’nin henüz çeyrek asırlık bir partiyken de bugün konuşulan sorunlara benzer sorunları yaşadığını ortaya koyuyor.

CHP kurulduktan birkaç yıl sonra tüzüğü uyarınca Teftiş Daireleri oluşturulmuş, bu dairelere bağlı olarak da Parti Müfettişleri yurt sathında incelemelerde bulunmaya başlamışlardı. Tek parti döneminde rahatça çalışan müfettişler, çok partili hayata geçilen 1945 yılından itibaren ise siyasi rekabetin baskısı altına girmişti.

Uzun yıllardır CHP yönetiminden bunalan halkın yeni kurulan partilere büyük ilgi göstermesi CHP yönetimindeki az sayıdaki isme “Nerede hata yapıyoruz?” sorusunu sorduruyordu.

Bu anlayışla sahaya çıkan müfettişlerin kaleme aldığı raporlarda neredeyse hep aynı şikâyetler yer alıyordu.

Raporlarda ağırlıklı olarak şu görüşler dile getiriliyordu:

Teşkilatlarda sorunlar var. Parti yöneticileri halkın sorunlarıyla ilgilenmiyor, dolayısıyla halk üzerinde yeterince etkili olamıyorlar. Teşkilatta oluşan hizipleşmeler, menfaat grupları ve elindeki gücü kaybetmek istemeyen yetkililerin çabaları, parti teşkilatlarını çalışamaz hâle getirmiş, çıkar kavgaları parti faaliyetlerinin önüne geçmiştir.

Pek çok il ve ilçe yönetiminin, Halkevleri ve Halkodalarının şişirme üye sayılarına sahip birer tabeladan ibaret olduğu ortaya çıkmıştır. Parti içi seçimlerde adam kayırmacılık etkili olmaktadır. Heyetler belli grupların tekelindedir. Parti idare heyetlerine yeni insanlar seçilememektedir.

Köylü partimizi terk etmiş, binamız cami imamına mesken olmuş

1946 seçimlerinde, millete yakın duran Demokrat Parti’nin sergilediği başarının ardından müfettiş raporlarına yansıyan ifadeler daha da alarm verici olmaya başlamıştı.

Tokat Milletvekili Ali Galip Pekel tarafından kaleme alınan 10 Ocak 1947 tarihli raporun girişinde, “Partimizde ciddi tedbirler alınmadıkça gelecek seçimde çoğunluk elde edilmesi şüpheli ve hatta korkuludur.” ifadelerine yer verilmişti. Pekel, “Yönetim partililere değer vermiyor, teşkilat üyeleri de partiye değer vermiyor, faaliyetlere katılım az oluyor, partililer bu işleri angarya olarak görüyor, halkın dilek ve şikâyetleri dikkâte alınmıyor” diye yazmıştı.

Dr. M. Talat Simer tarafından kaleme alınan 24 Eylül 1948 tarihli bir başka raporda ise Eskişehir CHP parti teşkilatının dağıldığı anlatılıyordu:

Köylerde parti ocaklarımız hemen sönmüş denecek kadar erimiştir. Köylerdeki parti binası ve Halkodası olarak tahsis edilen binalar köylüler tarafından cami imamına mesken olarak verilmiştir. Bazı köylerde ise bu binalar Demokrat Parti’ye bırakılmıştır.

Millete tepeden bakıyoruz

Balıkesir Milletvekili Hayrettin Karana ve Fahrettin Tiritoğlu tarafından 1949 yılında kaleme alınan raporda da “Vilayetlerdeki parti reisi arkadaşlarımız hususi işlerinin müsait bulunmaması yüzünden kaza ve nahiyelere gidip bizzat meşgul olamıyorlar ve bu temasın azlığı partinin halk arasında kuvvetlenmesine mani oluyor.” demişlerdi.

Bir başka müfettiş raporunda ise CHP’ye yakın memurların hatalarının da partiye mal edildiği anlatılmıştı. Raporda; memurların işleri yavaş yaptığı, millete tepeden baktığı, halka kötü davrandığı, torpil ve rüşvetle iş gördükleri, yolsuzluğu, kötülüğü ortaya çıkmış memurların dahi kollandığı anlatılarak, “Bu nedenlerle pek çok vatandaş Demokrat Parti’ye geçmektedir” denilmekteydi.

Seyitleri, şeyhleri CHP’ye alalım, halk üzerinde etkileri büyük

CHP’nin o dönem raporlarında, partinin bugünlerde çokça tartışılan samimiyetsiz “sağa açılma” politikasının kökenleri de yer almaktaydı.

Mardin Bölgesi Müfettişi Hüsamettin Tuğaç tarafından kaleme alınan raporda, Güneydoğu’da ağalık ve şeyhlik nüfuzunun devam ettiği, seyitlere saygı gösterildiği dile getirilerek şöyle denilmişti:

Bölgedeki seyit ve şeyhler, taşıdıkları kuvvetli dindarlık duygularını neşir ve tamim edemediklerinden ızdırap çekmekte ve bu nedenle de DP’ye destek vermektedirler. Bu kişilerin halk üzerindeki nüfuzu dikkâte alınarak partimize dahil edilmeleri gerekmektedir.

1950 yılı başında, Denizli CHP İl Başkanı da parti genel sekreterliğine gönderdiği yazıda yaklaşan seçimlere işaret ederek isabetli mülahazalarla “bazı önlemler” alınmasını istemişti:

Halk; millî bir gelenek olan ve benlikte yerleşmesi gerekli olan Allah korkusu, kul hayâsı, yurt sevgisi, feragat, fedakârlık ve vefakârlık gibi duyguların gönüllerde yer alıp tutunmasına vesile olan mabetlerdeki hitabelerden mahrum edilmektedir. Bu durum yaklaşan seçimlerde CHP aleyhine kullanılacaktır. Seçim kampanyasına girilen günlerde kadrosu kaldırılan resmî vaizin tekrar atanması gerekmektedir.

“Çarşaf ve peçe zararlı” demiştik, şimdi aleyhimize kullanılıyor

Parti merkezine Malatya’dan gönderilen bir başka raporda ise yıllar içinde yapılan hataların faturasının, çok partili dönemde CHP’nin önüne çıktığı vurgulanmıştı:

Senelerce evvel, Maraş merkez başkanımız Dr. Emin Karpuzoğlu tarafından çarşaf, peçe ve şalvarın gayrisıhhi ve gayri medeni durumunu açıklayan bir beyannamesi ele alınarak, gerek partimiz ve gerekse doktorun aleyhine propaganda yapılmakta, CHP’liler dinsizlikle suçlanmaktadır. ‘CHP mensuplarının nikâhlarını yenilemesi icap eder.’ denilmektedir.

“Jandarmayı devreye sokmazsak bu cahil halk Haso’ya, Memo’ya oy verir”

Çok partili hayata geçilen yıllarda bir kısım CHP’li sorunu görse de milletvekilleri arasında, millete ceberrut yöntemlerle yaklaşılmasını savunanlar gene de çıkıyordu.

CHP Sinop Milletvekili Cevdet Kerim İncedayı yaptığı açıklamada, “Seçim günlerinde buralarda jandarma vasıtası ile tedbir almazsak, o cahil halk reylerini Haso’ya veya Memo’ya verir.” demişti.

Muş’tan gelen raporda da “Demokrat Parti’ye katılanlara ‘baldırı çıplaklar’ demiş, mizah yapmıştık. Biz iki senede 200 üye bulmazken, ‘baldırı çıplak’ dediğimiz adamlar bir çırpıda 500’e yakın üye kaydettiler, teşkilat kurdular.” denilmişti.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir